Emevî Devleti içinde Ömer İbn Abdülaziz hazretlerinin halifelik zamanı, bir yağız atın alnındaki beyaz gibidir. İki sene beş ay kadar olan hilafet müddetinde Hz. Peygamber Aleyhisselam’ın sünnetlerini tekrar yaşatmış onca yıldan beri yerleşmiş ve kökleşmiş olan kötü adetleri ortadan kaldırmıştır. Bundan dolayı onun halifelik zamanı, ilk dört halifenin hilafet günlerine eklenebilir, kendisi de Hülefa-yı Raşidîn’den (beşincisi) sayılabilir.
Halkın kendisine biatından sonra halifelik makamına götürülmek üzere alay atları getirilince, “Bunlar nedir?” dedi. “Halifeliğe mahsus binekler..” denilince, “Benim hayvanım bana yeter.” deyip süslü saltanat atlarını geri çevirdi ve kendi hayvanına binip gitti.
Kendisi çok üzgün ve düşünceli görünüyordu. Azatlı kölesi: “Efendim üzüntünüz nedir, neden düşüncelisiniz?” diye sorunca: “Doğudan batıya Ümmet-i Muhammed’in hukukunu korumak bana yüklendi. Bundan büyük keder olur mu?” dedi.
Önce kıymetli zevcesi ve amcası Abdülmelik’in kızı Fatıma’nın yanına gitti. “Eğer benimle yaşamak istersen bütün süslerini ve kıymetli elmaslarını hazineye teslim et. Çünkü onlar senin yanında bulundukça ben seninle beraber olamam.” dedi. Fatıma da bütün mücevherlerini beytülmale ve Hz. Fatımatü’z-Zehra gibi manevi zinet ve ruhanî süslerle yaşamaya karar verdi.
Ömer b. Abdülaziz’in vefatından sonra halifeliğe geçen amcası oğlu Yezid, o mücevherleri hazineden aldırıp kızkardeşi Fatıma’ya geri vermek istedi. Fakat Fatıma: “Ben Ömer’e hayatında itaatkâr olup da ölümünden sonra asi mi olacağım?” diyerek bunu kabul etmedi.
Öteden beri Emevî valileri hutbelerde Hz. Ali’yi, “Ebu Türab’a lânet!” diye kötülemeyi sürdürüyorlardı. Ömer b. Abdülaziz hazretleri halife olarak ilk hutbeyi okuduğu sırada o bahse gelince, “İnnellahe ye’müru bi’l-adl...” (Allah adaleti emreder...) diye başlayan ayet-i kerimeyi okudu. Bütün memleketlerde böyle okunması için vali ve kumandanlara fermanlar gönderdi. Böylece bütün İslâm ülkelerinde o kötü adet ve bid’at hutbelerden kalktı. Büyük dedesi Hz. Ömer gibi adil bir halife olan Ömer b. Abdülaziz, henüz kırk yaşlarında iken muhalifleri tarafından para karşılığı hizmetçisi eliyle zehirlenmişti. Hizmetçi kölesini serbest bırakan halife, üç hafta sonra ölmüştür (101/720).
ez-Zehebî, Tarihu’l- İslâm (Beyrut 2003), 3/115-130; Kısas-ı Enbiyâ, 4/64-77.
Semerkend Dergisi - http://www.semerkanddergisi.com/Detay.aspx?Sayi=111&YaziID=1572